İnceboğaz Plajı

Çukurbağ Yarımadası yolunun en dar noktasında bulunan ve Bucak Denizine bakan bu koyda su sıcaklığı diğer plajlara göre daha yüksek olup su durgun ve dingindir. Özellikle sonbahar ve ilkbahar da yüzmek için idealdir. Plajın Meis adası tarafına bakan kısmında ise su biraz daha hareketli ve serindir.
Büyük Çakıl Plajı

Plaja Kaş merkezden kalkan minibüsler ile ulaşmak mümkündür. Kayalıklarından çıkan tatlı su kaynağıyla meşhurdur. Bu nedenle deniz suyu az tuzlu ve serindir. Yan yana sıralanmış 3-4 adet işletme makul fiyatlarıyla bütün gününüzü burada geçirmenize olanak verir. Hatta akşam yemeği için de tercih edilebilir.
 

 


Kalkan (Kalamaki)

Heredot tarafından, dünyada yıldızlara en yakın yer olarak tanımlanan Kalkan beldesi; tarih boyunca, Elmalı-Gömbe-Bezirgan yörelerinden gelen tarım ve orman ürünlerinin pazarlandığı ve yüklendiği güvenilir bir liman olarak önemini korumuş, ama 1970'li yıllardan sonra Antalya karayolunun açılmasıyla deniz ticareti son bulmuştur. Beyaz duvarlı evleriyle meşhur Kalkan, 1920'li yıllara kadar Kalamaki adıyla anılan eski bir Rum balıkçı köyüdür. O zamandan geriye kalan köyün kilisesi bugün cami olarak kullanılmaktadır. Son yıllarda özellikle İngiliz turistler tarafından keşfedilmiştir. İngilizlerin başı çektiği yoğun bir yabancı nüfusu bugün Kalkan'a yerleşmiş durumdadır. Bu hızlı gelişmeye karşın, Kalkan'ın sırtını yasladığı dağlara doğru yayılan kentin eski dokusunun bulunduğu bölüm korunabilmiştir. İnanılmaz güzellikteki denizi, her türlü gezi teknesine demirleme olanağı veren yat limanı, her kesime yönelik küçük, sevimli, temiz konaklama tesisleri ve özellikle birkaç kilometre içinde ulaşılabilen dağ ve köy yaşamı, yörenin temel geçim kaynaklarından biri olan otantik zeytin sıkma ve zeytinyağı üretim tesisleri, Kalkan’ı görülmesi gereken yerler arasına sokmaktadır. Teraslar üzerine kurulu restoranları ile de Teras Cenneti olarak da adlandırılan Kalkan'da yemek yerken muhteşem bir deniz ve günbatımı manzarası sizlere eşlik eder.

Dirgenler Köyü

Kasaba Vadisinin içinde yer alan köy Kaş’tan 35 km uzaklıktadır. Adı dirgen kullanan ırgatlardan gelmektedir. Geçimini seracılık ile karşılayan köyde mermer ocakları ve mermer fabrikası da bulunmaktadır. Köy halkının misafirperverliği köyün tarihi ve doğal güzelliklerini bir kat daha arttırmaktadır. Justinyen sonrası yapılan 7 Bizans Kilisesinden biri olan ve kubbeli bazilika tipinin en güzel örneğini teşkil eden Şişima Klisesi ile Dirgenler Kalesi görülmeğe değer yerlerdendir.

Patara    (Ovagelemiş)

Kaş'a 41 km. mesafededir. Antik kent, limanın doğu yakasında geniş bir alana yayılmış durumdadır. Kent ve limanı, yaklaşık 3 km. uzunluğundaki vadinin girişindedir. Patara Limanı, Xanthos (Eşen) Çayı'nın getirdiği alüvyonlarla dolunca bugünkü görünümünü almıştır. Kentin adından ilk kez Herodotos söz eder. Rivayete göre Patara, kentin kurucusu, Su perisi Lykia ile Apollon'un doğduğu yerdir. Şimdilik şehrin tarihi M.Ö. VI. ve V. yüzyıla kadar çıkarılmaktadır.

Şehir Bizans Dönemi'nde de önemli bir konum edinmiştir. Zira 'Noel Baba' olarak adlandırılan Saint-Nicholas Patara'lıdır. Hz. İsa'nın havarilerinden Saint Paul, Roma'ya gitmek için Patara'dan gemiye binmiştir ve Patara, Erken Hiristiyanlık Dönemi'nde Piskoposluk merkezi olmuştur.

Patara'ya girilirken yol üzerinde Likya tipi Roma Devri mezar anıtları görülür. Girişte üçgözlü Zafer Takı, sular altında kalmış üç nefli Liman Kilisesi ve Hurmalık Hamamının kalıntıları vardır.

Bunun 100 m. ilerisinde son kazılarda Likya şehirleri arasındaki mesafeyi gösteren yol kılavuzu bulunmuştur. Klavuz, Dünya karayollarının en eski ve en kapsamlı yol levhasıdır. Antik kentte yer alan Vespasianus Hamamı M.S. 69-79 yılında inşa edilmiştir. Hamamın yanındaki patika izlenirse, Patara' nin mermer döşeli ana caddesine ulaşılır. Caddenin ilerisinde Bizans Kalesi'nin geniş duvarları ile karşılaşılır. Bu kalenin doğusunda Korint Tapınağı ve baıi ucunda Bizans Kilisesi yer alır.

Patara Tiyatrosu (M.Ö.2.yy.) bir yamacın eteğine kurulmuştur ve tahmini 10.000 kişiliktir. Tiyatronun kumla kaplı olan bölümleri temizlenmiş ve yapı ortaya çıkarılmıştır. Patara antik kentinde yapılan arkeolojik kazı çalışmaları devam etmektedir.

Patara Plajı, 18 km. uzunluğu (en dar 280m. en geniş bölümü 1500 m. ulaşan ölçümü) ile Türkiye'nin en uzun kumsalına sahip plajıdır. Çevre Bakanlığınca 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' ilan edilen Patara plajı, Caretta-Caretta deniz kaplumbağalarının üreme alanıdır. Bölgede, Caretta-Caretta' ların üreme dönemlerinde kaplumbağaların ekolojik ortamlarının devamı için, koruma tedbirleri titizlikle uygulanmaktadır.

Turistik bir yöre olan Patara' da çok sayıda konaklama tesisleri, otel, motel, pansiyon, alışveriş merkezleri ve leziz yöresel yemeklerin yapıldığı restoranlar bulunmaktadır. Ayrıca seracılık da büyük gelişim kaydetmiştir.






Belenli (İsinda)

İsinda, Antalya ili Kaş ilçesi yakınlarında bulunan antik Likya kenti. Bazı kaynaklarda Beleni diye de geçer.

İsinda (Belenli) Kaş’a 13 km mesafede Belenli köyünün hemen yakınındaki tepe üzerinde kurulmuştur. İsinda küçük bir Lykia şehridir ve etrafı surlarla çevrilidir. Kentte yer alan akropolün ortasında Lykia yazıtlı iki ev tipi mezar ilgi çekicidir. Ayrıca birçok kaya mezarı ile Roma devrine ait Lykia tipi lahitler günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.

Isında Luwi dilinde kutsal anlamına gelen Sinda’dan gelmiş bir sözcüktür.Prof. Bilge Umar,Anadolu’da bu isimde başka kentler de olduğunu yazmaktadır.

Isında’nın ne zaman kurulduğu ve tarihi konusundaki bilgi hemen hemen hiç yoktur. Belki de burası bir yöneticinin yaşadığı küçük bir Lykia köyü konumundaydı. Isında M.S. III.yy.da İmparator Gordianus zamanında Aperlai, Simena ve Apollonia ile birlikte bir birliğin başıda idi ve bu dört kent Lykia Birliğinde tek bir oya sahip olarak temsil edilmişlerdir. Elimize geçen kitabelerden bu kentten resmi olarak “Isında’dan Aperlai’liler” diye söz edilmekte olup etnik isimlerinden bahsedilmemektedir.

Günümüze kenti kuşatan surların çok az da olsa kalıntıları kuzey ve kuzeydoğuda görülmektedir. Düşük kalitede bir duvar işçiliği olan bu surların geçen yıllar boyu tamir gördüğü taş dizilerinden anlaşılmaktadır. Surların ortasına yakın bir yerdeki uzun bir yapının temel izleri seçilirse de ne oldukları anlaşılamamıştır. G.Bean bunun stoa’ya benzediğini söylerse de kesin bir karar getirmemektedir. Akropolde üzerinde Likçe yazıların bulunduğu iki ev tipi anıtsal mezar, yamaçlardaki Helenistik ve Roma lahitleri ve çok sayıdaki sarnıçlar dışında Isında’dan günümüze pek bir şey gelmemiştir.

 

Bezirgan (Pirha)
Önemli bir yayla köyüdür. Pirha kalıntılarına köyden 20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılır. Antik kent denizden 850 metre yüksekte kurulmuştur. Kaya mezarları çoktur ve yönleri denize doğrudur. Lahitler ise dağınık bir şekilde sıralanmıştır. Birçok heykel ve rölyef bulunmuş olup, Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir.
 

Sütlegen (Nisa)
Kaş'a 60 km. mesafededir. Önemli bir yayla köyüdür. Ören yeri, köyden 15 dakika mesafededir. Şehrin Likçe olan ismi Neiseus, tiyatronun duvarında yazılmaktadır. Nisa'da Likya ve Roma Devri'nden kalma tarihi kalıntılar bulunur. Bazı lahitlerin ön cephelerinde, mızrak, kalkan, kadın ve erkek tasvirlerine rastlanmıştır. Antik kentin Agorası ve tiyatrosu bulunur. Likya Birliği Devri'nde bastırılan sikkeler, Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir.
 

Meis Adası


Kaş'tan kalkan feribotlarla 7 km uzaklıktaki adaya yaklaşık 20 dk deniz yolculuğuyla ulaşılmaktadır. Sadece 400 kişinin yaşadığı adanın dünyayla en önemli bağlantısı Kaş ilçesidir. Adadan Rodos ve diğer Yunan adalarına uğrayan feribotlar kalkmakta ve küçük uçaklar için bir havaalanı da bulunmaktadır. Ada halkının hatırı sayılır bir çoğunluğu her Cuma günü kurulan yerel Kaş pazarını ziyaret etmektedir. Yüzölçümü 7,3 km olan adadaki tek yerleşim yeri Kastellorizo köyüdür. Ada, St. John ?? Şövalyelerinden sonra sırasıyla Mısır, Napoli ve 1512'de Osmanlı egemenliğine girmiştir. Adanın Yunanistan’a verilmesi 1947 yılında gerçekleşir. Oskar ödüllü Mediterraneo filmi ile adını duyuran ada , son yıllarda özellikle sakin bir tatil yapmak isteyen turistlerin ilgi odağı olmuştur. Az miktarda üzüm ve zeytin yetiştirilen adada en önemli uğraş sünger avcılığıdır. Yeşil pasaportunuz var ise vizesiz ya da Schengen Vizesi ile adayı ziyaret edebilirsiniz.